Adım atma sırası Kürtlerde değil, devlette

DİTAM Başkanı Mehmet Kaya, "Türkiye’nin demokratikleşmesine vurgu yapacak bir 10 maddenin sıralanması Türkiye için önemli bir dönüm noktasıdır” dedi.

Hükümet ve HDP heyeti arasında yapılan görüşmeler sonrası açıklanan 10 maddeye ilişkin değerlendirmede bulunan Amed eski Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı da yapan Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Kaya, "Devletin tüm yapısıyla diyebileceğimiz, müsteşarı, bakanı ve Kürt siyasetinin de temsilcilerinin ortak bir çerçevede görünmeleri ve Türkiye’nin demokratikleşmesine vurgu yapacak bir 10 maddenin sıralanması Türkiye için önemli bir dönüm noktasıdır” dedi. Kürt tarafının çözüme yönelik talep ve açıklamalarının net olduğunu ve şu anda devletin atması gereken adımlar olduğunu kaydeden Kaya, "Hiç kimse bugün PKK’ye 'sen tamamen silahtan arındır' diyecek mantıksızlığın da olmaması lazım. İşte yaşadığımız süreç ortada. Mecliste bundan farklı bir tavır geliştirdiğiniz zaman dönüp karşınızdaki muhatabınıza ‘silah bırakma veya şu adımı at’ diye baskı yapmanız çok inandırıcı olmaz. Çünkü siz, şu an yapmanız gereken bir adımı atmak zorundasınız" şeklinde konuştu.

‘SİLAH BIRAK VEYA ŞU ADIMI AT DEMEK DOĞRU DEĞİL’

Gelinen noktanın bir sonuç olmadığının altını çizen Kaya, “Bu Kürt sorununda bir sonuç değil. Aslında Kürt sorunun sonuçlandırılması anlamında ilk adımdır. 10 maddeye baktığınız zaman hem devlet tarafında hem de Kürt siyaseti tarafından, hem Öcalan’ın hem de Kandil’in değer vermesini açıklaması, hükümet, Kandil ve Öcalan’ın aynı noktada buluşmuş olması demektir. Bu çok önemli. Eğer bu açıklanan sözler etrafında durulursa Kandil’in talebi yerine getireceğinin mesajıdır aynı zamanda. Burada bu iyi niyetlerin ortaya çıkması lazım. Bugün tam o iyi bir niyet noktasıdır” şeklinde konuştu.

Açıklanan maddeler arasında yer alan, 6’ıncı maddeyi hatırlatan Kaya, sözlerine şöyle devam etti: 10 maddenin içerisinde yer alan 6’ıncı madde ‘Çözüm sürecinde demokrasi güvenlik ilişkisinin kamu düzeni ve özgürlükleri koruyacak şekilde düzenlenmesi’dir. Bugün bu konu mecliste tartışılıyor. Bu 10 maddenin de aslında tartışılacağı, hayata geçirileceği alanlar TBMM’dir. Siz bu 6’ıncı maddeyi tartışırken ve bu 10 madde ile ilgili söz verirken, mecliste bundan farklı bir tavır geliştirdiğiniz zaman dönüp karşınızdaki muhatabınıza ‘silah bırakma veya şu adımı at’ diye baskı yapmanız çok inandırıcı olmaz. Çünkü siz şu an yapmanız gereken bir adımı atmak zorundasınız. Bu bir tezattır.”

HÜKÜMET ESKİ DİLİ TERK ETSİN

“Selahattin Demirtaş’ın ‘iç güvenlik yasasını düzeltmemiz lazım’ açıklaması aslında sürecin sağlıklı yürümesi için bir çağrıdır” diyen Kaya, “Bunu sadece işi provoke eden olarak algılarsak, o zaman sürecin tamamı sıkıntı yaşamış olur. Sonuçta bu herkes tarafından okunan bir durum. Karşı tarafı zayıflatmak veya siyaseten adım gibi olaylar hep denendi. 1990 yılından beri Türkiye’de Kürt siyasetinin farklı farklı başlıklardan oluştuğu, farklı yapılardan oluştuğu, uyumsuz olduğu söyleniyor. Şimdi yine gelip yine aynı dili kullanmak çözüm getirmez. Kandil ayrı İmralı ayrı düşünüyor şeklindeki açıklamalar geçmişte de bir sonuç getirmedi, bugün de getirmez. Bundan artık vazgeçmek gerekir. Hükümet öncelikle bu dili terk etmelidir” şeklinde konuştu.

SİLAH BIRAKMA DEĞİL, ATEŞKES YAPILIR

Açıklamalara bakıldığında 10 maddenin etrafında hem Kandil hem İmralı hem de Kürt siyasetinin kendisinin durduğunu kaydeden DİTAM başkanı Kaya, "Dünyadaki örneklerine de baktığınızda aslında uygulamanın bu çerçevede olduğunu görüyorsunuz. Bu tip uzun süreli çatışmaların olduğu hiçbir sorun bir tarafın tamamen silah bırakmasıyla sonuçlanmamıştır. Provokasyonları engellemekle, demokratik adımları atacak olan özellikle hükümet kanadına zemin hazırlamak için bir eylemsizlik, bir ateşkes yapılır. Bunu değerli kılmak lazım. Buna değer verip bunun üzerinde o adımları attığınız zaman, o zaman silahsızlanma ve kalıcı barışı sağlayabilirsiniz. Bunların sıralamasını ve adımlarını karıştırırsanız bu yine karşılıklı bir güvensizlik yaratır ki hem İRA örneğinde hem de Kolombiya örneğinde aslında bunlar tek tek yaşanmış ve bunlardan ders alınmış. Şimdi Türkiye eğer son 30 yıllık bir çatışma sürecinde AK Parti 12 yıllık bir iktidar süresince ve son 2 yıllık barış sürecinde hala bunlardan ders alarak doğru bir alan yaratamıyorsa burada bir sorun var. Öncelikle bu sorunun ortadan kaldırılması gerekir" dedi.

HİÇ KİMSE PKK'YE 'SİLAHTAN ARIN' DİYECEK MANTIKSIZLIĞINA DÜŞMESİN

Barış süreçlerinde samimiyeti belirleyecek unsurların verilen sözlerin yerine getirilmesi olduğunu kaydeden Kaya, "Çünkü çok kolay bir olaydan bahsetmiyoruz. Bunun yalnızca Türkiye’nin iç sorunu olmadığını da bilmemiz gerekir. Artık Kürt sorunu Ortadoğu’nun en önemli sorunlarından biridir. 

Türkiye kendisinin sadece bir politik malzeme yaparak bu sorunu çözemeyeceğini anlaması gerekir. Dönüp baktığımız zaman, özellikle KCK’nin açıklamasına baktığım zaman, özellikle Kürt siyasetinin talepleri noktasına baktığım zaman, hedeflerinin bu adımlar atıldığı takdirde sonuca ulaşacağına inanıyorum. Çünkü burada talep edilen Türkiye’de örgütün silahı yöntem olarak kullanmasından vazgeçmesidir ve silahlı unsurları çekmesidir. Hiç kimse bugün PKK’ye sen tamamen silahtan arındır diyecek mantıksızlığın da olmaması lazım. İşte yaşadığımız süreç ortada. Ortadoğu’da yalnızca kendi yaptıklarımızdan değil bazen yapmadıklarınız veya başkalarına yaptırdıklarınız üzerinde kontrol ediyorsunuz. IŞİD sürecine baktığınız zaman başta Türkiye olmak üzere birçok ülkenin bu işte parmağı vardı. Burada hedef unsur sonuçta Kürt yapılanmasıydı. Rojava’daki, Güney’deki yapılanmaydı. 

Burada Türkiye kendisinin bunun dışında tutamaz onun için öncelikle ülkede böyle bir demokrasiyi, çözümü hedefleyeceksiniz ve bununla ilgili adımlar atacaksınız" şeklinde konuştu. 

KÜRT BÖLGESİ GELİŞMİYOR, AKSİNE GERİLİYOR

"Güvensizliğin oluşmasının temel unsurlarından bir tanesi de bazen hükümet çevrelerinde ‘daha ne yapalım’ açıklamaları varken, boş verin Kürt siyasetinin temsilcilerini, bölgede sıradan bir Kürt ile konuştuğunuz zaman, gerek sivil toplum aktörü olsun, gerek sıradan bir Kürt olsun daha birçok şeyin yapılması gerektiğini ifade ediyor. Demek ki burada bir sorun var. Dönüp rakamlara baktığınız zaman aslında böyle bir sorun da aynen ortada duruyor. diyen Mehmet Kaya: "Dönüp bölgeye ‘bu kadar kaynak aktardım’ demeniz bölge için sosyo-ekonomik adımlar attığınız anlamı taşımaz. 2014 yılının sonunda Dünya Gazetesi’nin yaklaşık 83 başlıkta yaptığı ‘Gelişmişlik ve Yaşam Endeksli Çalışmaları vardı. Bunların hangisine bakarsanız bakın son 10 ili Kürt illeri oluyor. 13 yılda iktidarınız süresi boyunca bu bölgeler arası kalkınmışlık farkını kaldıramadığınız gibi daha da açılmasına sebep olmuşsunuz. Diyarbakır 2003 yılında ekonomik gelişmişlikte 56’ya, 67’ye, sonrada 72’lere gerilemiş. Bu AK Parti iktidarında olan bir süreç. Demek ki sizin politikalarınızda bir yanlışlık var. 

Aktardığınız kaynakların kullanımında bir yanlışlık var işin ekonomik boyutuna baktığınız zaman. Sadece yoksulluğun giderilmesiyle çözülecek bir sorun değil. Siz bölgeye aktardığınız kaynakları tamamen enerji altyapısına ayırırsanız, güvenlik altyapısına ayırırsanız aktardığınız kaynağın büyüklüğü çok bir şey ifade etmez. İnsan yaşam kalitesine dokunmamışsınız demektir. Gerek teşvik kullanımında gerekse de kamu yatırımlarında bölge yine de tüm bölgelerden daha az yatırım alan, daha az teşvik alan konumundadır. 10 maddeye baktığınız zaman aslında tek tek bu sorunları, yani demokratik sorunları şimdi siz ‘daha ne yapalım derseniz’, halen bu ülkede Kürt kendini ait ettiği bir anayasası yok. Kürt’ün dilini istediği alanda kullanabileceği bir alan yok. Ne eğitim alanı ne kamusal alanda" dedi. 

10 MADDE HAYATA GEÇİRİLECEK MADDELERDİR

DİTAM olarak bölgede anadilde sağlık hizmeti konusunda bir çalışma yaptıklarını kaydeden Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anadilde sağlık hizmeti alamamanın yarattığı sorunları ortaya koyduk. Neredeyse yüzde 25’lere yakın bir yanlış teşhis ve tedavi yöntemi uygulanıyor anadilde tedavi almadığı için. Dünyada bu oran binlerle ifade edilir. Binde 1, binde 2’lerle ifade edilirken, bizde yüzde 20’lere çıkıyor. Bir insan anadilinde doktoru ile konuşamadığı için, hastalığını anlatamadığı için her 5 hastadan bir tanesine ya fazladan ilaç kullandırılıyor ya yanlış teşhis yapılıyor. Yalnızca bu insani boyutuyla bile baksanız kendilerine gelişmeyi hedefleyen, Avrupa Birliği’ne girmeyi hedefleyen bir ülke için en önemli ayıplardan bir tanesidir. Şimdi biz bunu siyaset üzerinden mi tartışacağız yoksa hakikaten insanın hakkı olarak mı tartışacağız? 10 maddeye baktığınız zaman aslında bu hakların giderilmesiyle ilgili önemli maddeler var. Burada Kürt siyasetinin samimi olduğuna şöyle inanıyorum. Eğer bu maddeler hayata geçmeyecek nitelikte olsa, ülkeyi kendilerinin ifadesiyle ‘bölecek’ bir maddeler olmuş olsa valla hükümetin tüm kesimiyle bu maddelerin arkasında durup bunu okuması, okunmaz. Demek ki aslında bu hayata geçirilebilir ve toplumda buna hazırdır. Burada siyasi irada ve diyalog gerekiyor. Bunu da oluşturmadığı sürece de hükümete Kürt siyasetinin endişelerinin olması doğaldır. Bugün o 10 madde çerçevesinde Kürt siyasetinin hayata geçireceğini söylediği silahsızlanma da en ileri adımdır. Bu güne kadar geri çekilmeler oldu, ateşkesler oldu ama gelinen noktada devletin de kabul ettiği, hükümetin de kabul ettiği o 10 maddenin gerçekleşmesi Türkiye’de bir daha bu çatışmaların olmamasını ifade eder ki, bu açılmış en önemli kredilerden bir tanesidir. Bu 'ben şiddeti yönetim olarak kullanmaktan tamamen vazgeçeceğim, silahları gömeceğim' demektir. Bu 99’daki, 2005’teki değildir, daha da ileri bir adımdır. Söylenen daha ileri bir adımdan bahsediyoruz bunu da böyle değerli görmek lazım."

KENDİ GÜNDEMİNİZİ ZORLA DİKTE ETTİREMEZSİNİZ

Açıklanan 10 maddenin tamamının da diyalog ve müzakere ile çözülmesi gereken sorunlar olduğunu belirten Kaya, "Bu adımları diyalog ve müzakere ile çözeceğim diyorsanız bunun bir karşı tarafının olduğu, karşı tarafın talepleri ve endişelerinin olduğunu da bileceksiniz. Siz bunu müzakere ile karşılıklı, hangisini ele alırsanız alın, karşılıklı talepler doğrultusunda çözmek zorundasınız" dedi. 

'İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nın şu an TBMM’de olduğunu kaydeden Kaya şunları söyledi: "Siz kendi gündeminizi zorla dikte ettirmeye çalışırsanız o zaman şu anlam ifade eder. Yarın Anayasa ile ilgili de kendi metninizi dayatacaksınız. Sosyo-ekonomik gelişmişlikle ilgili atacağınız adımlarda da kendiniz atacaksınız. Ademi merkeziyetçilik dediğimiz yöntemlerde de yine merkezden politikalar uygulayacaksınız. O zaman bu 10 maddenin etrafında nasıl bir duruş sergileyeceksiniz? Bu 10 madde o demek değildir ki. Hatta yalnızca Kürt siyaseti değil, muhalefeti de bu işin içine alıp yol almak zorundasınız çünkü sonuçta demokratikleşme, müzakere diyoruz. Karşılıklı güven arttırıcı adımlar atmak için bugün devletin atması gereken adımlar var. 

TARİH VE YÖNTEM HEMEN BELİRLENMELİ

Öncelikle İç Güvenlik Taslağı'nı Kürt siyaseti ve muhalefetle oturup mecliste uzlaşma ile çıkarmak. Geçmişlerden de dersler alarak bir şekilde bunu ortak çıkarmak zorunlu hale geldi. Bu en önemli güven arttırıcı adımlardan bir tanesidir. İkincisi bu 10 maddenin sağlıklı ve doğru bir şekilde hayata geçmesiyle ilgili bunun bir de altının, yöntem ve tarihi de vardır. İçerik ama içeriği hayata geçirmek için yöntem ve tarih de belirleyeceksiniz. Hemen bunlarla ilgili adım atılmak zorundadır. Müzakere ve izleme kurulunu hemen oluşturmak zorunda, bunların tarihini hemen belirlemek zorunda ki güven dediğimiz bu seçim için bir adım olarak görülmesin. 'Geçmişte olmuş onun için niye kaygı taşıyorsunuz' diyemezsiniz çünkü yaşanmışlar var. Bunları ortadan kaldırmak hükümetin görevi bir yerde. Hükümet bu adımları atıp, bu kaygıları ortadan kaldıracak ki Nisan’da PKK’nin kongresinin toplanması sağlamak, bu konuda baskı yapmak, o kongrede de eylemsizlik kararı aldırmak. Şimdi siz sadece 'siz alın ondan sonra hayata geçiririz' derseniz bu iyi niyetinizin olmadığını gösterir. 

Buna hiç kimse inanmaz, böyle bir şey de beklenmez. Hükümetin öncelikle güvenlik yasasıyla ilgili hemen adımları atmalı bir diğeri ise yöntem ve tarihle ilgili de ortak bir açıklama daha yapılması gerekir.

Yöntem ve tarihte özellikle seçime dönük yapıldı algısını yıkmak için çok çok önemlidir. Bu 10 maddenin hayata geçirileceği, ele alınacağı tarihler ve yöntemlerin oluşturulmasından söz ediyorum."

KÜRT HALKI ATILAN ADIMLARI KARŞILIKSIZ BIRAKMAZ

Kürt halkının atılan adımları karşılıksız bırakmayacağını ve PKK'nin de Kürt hassasiyetine rağmen eylemler geliştirmeyeceğini kaydeden DİTAM başkanı Kaya, "6-8 Ekim olayları sadece Selahattin beyin sokağa davetiyle oluşmuş bir eylemlik değildir. Bunu burada biz gayet iyi biliyoruz. Toplumun geldiği noktayı, toplumda yaşanan travmaları, kırılmaları devlet tarafından okuyamamaktır. İnanıyorum ki PKK’nin de arkasında durduğu o 10 tane maddenin içeriğindeki talepler PKK’nin taleplerinden çok aslında Kürtlerin talebidir. Kürtlerin talebinin hayata geçtiği bir noktada PKK de aynı şekilde eylemsizliği ve silah bırakmayı hayata geçirmek zorunda kalacaktır bu adımlar atıldığı takdirde. Bu uzun müzakereler sonucunda alınmış bir karar olduğu için ben her iki kesimi de iyi niyetli kabul ederek, yol alalım diyoruz ama buna rağmen hükümetin şu an atacağı adımlar kesinlikle PKK’yi de silah bıraktıracaktır" dedi.