Deywan Derneği, 29 Mart 2015 tarihinden itibaren Beyoğlu Hacıahmet mahallesinde Kürtçe dil kursunun startını verdi. ANF’ye konuşan Derneğin Başkanı Abdullah Baykal, eğitime 25 öğrenciyle başladıklarını ama yüzlere ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Kürt dili üzerindeki asimilasyonun önüne geçmenin yolunun kuşları yaygınlaştırmaktan geçtiğini vurgulayan Baysal, İstanbul’daki tüm Kürdistanî derneklerine Kürtçe kurs açma çağrısında bulundu.

Abdullah Baysal, doğup büyüdüğü Mardin Dargeçit’te bağlı Deywan köyünü 1978 yılında devlet baskısıyla terk etmek zorunda kaldı. O dönemi “Koruculuk dayatması yapan askerler bize köyü boşatmamız için 24 saat vermişti” diye anlatan Baysal, eşiyle taşındığı Mardin merkezde de devlet kendisini rahat bırakmadı. Art arda gelen tehdit ve tacizler sonrası işyeri yakılan ve ölümle tehdit edilen Baysal, son çareyi ailesiyle İstanbul’a göç etmekte buldu. Deywan’ı çok özlese de tehditler nedeniyle senelerce köyüne geri dönemeyen Baysal, yıllar sonra köyüne tekrar gittiğinde boşalttıkları gün ki gibi buldu. Baysal, kullanılmayan hanelerin unutulmaya yüz tutmuş yıkık dökük halinin hafızasından hiç silinmediğini ifade etti.

ASİMİLAYSONA KARŞI KÜRTÇE KUSLARI YAYGINLAŞTIRILMALI

Köyünün ismini yaşatmak için 2013 yılında Beyoğlu Hacıahmet mahallesinde binlerin katılımıyla Deywan Derneğini kuran Baysal, 29 Mart 2015 tarihinden itibaren de Kürtçe dil kursu startını verdi. Anadil eğitime yönelik devlet engellini aşmak için kurs açma kararı aldığını belirten Baysal, bunu kendine görev edindiğini söyledi. Dernek bünyesinde verilen kursların Pazar günü 25 kişinin katılımıyla başladığını, gelenler arasında iki Türk üniversite öğrencinin de bulunduğunu aktaran Baysal, hedeflerinin yüzlerce kişiye ulaşmak olduğunu vurguladı. Baysal, yaz aylarında özellikle çocuklarına dil eğitimi vermeye planladıklarını belirti.

EŞİT KOŞULLARDA YAŞAMAK İSTİYORUZ

Bugün İstanbul’a göç etmek zorunda kalan birçok Kürt gibi, anadilini unutmasa da, ister istemez asimilasyona uğradığını dile getiren Baysal, “Bu asimilasyon politikası yüzünden benim çocuklarım doğru dürüst Kürtçe bile bilmiyor. Bundan acı ne olabilir?” diye soruyor.

Türkiye’nin 77 milyon nüfusunun yarısının Kürtlerden oluşturduğunu, ancak Kürtlerin hala eşit hakları sahip olmadığını hatırlatan Baysal, Kürtçe dilinin okullarda seçmeli ders olarak verilmesine tepki göstererek, “Hangi Kürt kendi anadilini seçmeli olarak almak ister? Böyle bir saçmalık mı var?” dedi.

Eşit koşullarda yaşamak istediklerini vurgulayan Baysal, Türkçe dili gibi Kürtçe dilinin de okullarda öğretilmesi gerektiğini altını çizdi. “Anadilde eğitim hakkı kazanılmaz alınır” diyen Baysal şöyle devam etti: “Anadil eğitim hakkı doğuştan gelen bir haktır. Pazarlık konusu yapılamaz. Biz senelerce evlerde kısık sesle Kürtçe müzik dinlemek zorunda kaldık. Sokakta doğru dürüst konuşamıyorduk. Ben bu günleri hatırladıkça içim parçalanıyor.”

Kursların her Pazar günü 19.00’dan 22.00 saatleri arasında verildiğini ileten Baysal, asimilasyonun önüne geçmenin yolunun Kürt kuşlar açmaktan geçtiğini vurguladı ve Kürt Deneklerine “Kürtçe kurs açın” çağrısında bulundu.