Öcalan’a özgürlük nöbet eylemi 1000’inci gününü geride bıraktı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle Avrupa Konseyi (AK) önünde sürdürülen özgürlük nöbeti bin gününü geride bırakırken, Avrupa’daki Kürt mücadelesi içinde önemli bir yer edindi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle Avrupa Konseyi (AK) önünde sürdürülen özgürlük nöbeti bin gününü geride bırakırken, Avrupa’daki Kürt mücadelesi içinde önemli bir yer edindi.

Nöbet eylemini başlangıcından bu yana bizzat organize eden tertip komitesi üyesi Munzur Emekçi, Öcalan’ın özgürlüğüne yönelik bu eylemin ‘daha doğru anlaşılmasını’ isterken, “Nöbet eyleminin amacı aynı zamanda Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu halkarının özgürlüğü, birlikte ortak yaşamıdır” dedi.

Bininci gününü geride bırakan nöbeti ve eylemcileri selamlayan Kongra-Gel Genel Başkanı Remzi Kartal ise, “Dünya kamuoyunun gündemine Önder Apo’nun özgürlüğünü yerleştirmeliyiz” diyerek, eylemin çok daha anlamlı, çok daha ses getirecek bir sürece girdiğini vurguladı.

25 Haziran 2012’de başlayan nöbet eylemine bugüne kadar 146 grup dahilinde 800’e yakın kişi katıldı. Eylemde bugüne kadar yaklaşık 70 bin Avrupalı ve diğer kıtalardan öğrenci, bürokrat ve turistlerle birebir diyalog kurulurken, Kürt sorunu, Öcalan’ın yaşamı, barış ve özgürlük mücadelesi üzerine bilgilendirme yapıldı.

Eylemde bugüne kadar toplamda 400 bin kadar bildiri ile Öcalan’ın biyografisinin de aralarında bulunduğu broşürlerden 40 bin adet dağıtılırken, 21 bini aşkın imza toplandı.

Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi ve Tertip Komitesi olarak Avrupa Konseyi, Strasbourg Belediyesi ve daha birçok kurum ile görüşmeler gerçekleştirilirken, kentteki oturumlara katılan onlarca ülke delegasyonuyla da görüş alış-verişinde bulunuldu.

‘EYLEMİN ÖZÜ DAHA İYİ KAVRANMALI’

Öcalan’a Özgürlük Nöbeti eyleminin başından bu yana tertip komitesinde olan Munzur Emekçi, eylemin sadece ‘Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü hedeflemediğini’ hatırlatırken, Öcalan’ın özgürlüğünün Ortadoğu halklarının geleceğiyle bağına dikkat çekti.

Emekçi şöyle dedi: “Bininci gününü geride bırakan bu eyleme dair Tertip Komitesi üyesi olarak izlenimim, nöbet eyleminin içeriği ve anlamının yeterince iyi anlaşılmadığıdır. Her ne kadar Kürt halkının kurumları bunun farkında olsa da, genel anlamda Kürdistani ve Türkiyeli kesimler bence bu eylemi yeterince iyi kavramadı.

‘ÖCALAN’IN VE HALKLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN ÖĞELER’

Eyleme sadece sayın Öcalan’ın fiziksel özgürlüğü esasında bakılıyor. Biz defalarca vurguladık; Nöbet eyleminin amacı aynı zamanda Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu halkarının özgürlüğü, birlikte ortak yaşamıdır. Ama aynı zamanda da Kürt sorununun çözümüdür. Tabii ki, Önderliğimizin fiziksel özgürlüğü önemlidir. Ama bütünüyle de böyle tek yönlü değerlendirmemek gerekir. Böyle yaklaşmak aynı zamanda eylemin ciddiyetine de uymuyor ve bu eylemi de pasifize etmektir.

Zira sadece fiziksel özgürlüğü ön plana almak toplumsal özgürlükleri, barışı ve birlikte yaşamı geri plana itiyor. Bizce hem bunlar hem de sayın Öcalan’ın fiziksel özgürlüğü birbirlerini tamamlayan öğelerdir.

BARBARLIĞA KARŞI MEDENİYETLER SÖZLEŞMESİ ÖN PLANA ÇIKARILIYOR

Kürt Halk Önderinin özgürlüğünün halklar için neden önemli olduğuna değinen Munzur Emekçi, şöyle devam etti: “2013 yılından bu yana da Önderliğimizin gösterdiği barış çabaları var. Bu yalnızca Türk ve Kürt halkları arasındaki barış süreci değildir; bütün Ortadoğu coğrafyasını kapsayan bir barıştır. Bu coğrafyada yaşayan herkes için; Araplar, Farslar, Türkler, Kürtler, Ermeniler ve tüm inançlar için Önderliğimiz bir şanstır.

Buna bir örnek verirsek; DAİŞ barbarlığıyla birlikte gördük. Halkları ve inançları hedef alan, tüm tarihi ve kültürel mirasını tahrip eden bir barbarlıktan söz ediyoruz.

Buna karşılık sayın Öcalan Demokratik İslam Kongrei talebinde bulunarak, Medine Sözleşmesi’nden bahsediyordu. Burada inşa edilmek istenen halkların bin yıllardır birlikte yaşamıdır.

Bugün ise dikkat edilirse, bu medeniyetler sözleşmesi İslam adına hareket ettiğini savunan DAİŞ gibi çeteler ve onun arkasındaki güçler tarafından Mekke tarihine geri döndürüldü. İnançları, halkları, kadınları katlediyorlar, halkları ve inançları birbirine kırdırıyorlar.

Bu toz-duman hali içerisinde ortak yaşamı ve özgürlükleri dayatan tek bir lider var, o da Sayın Öcalan’dır. Sonuç olarak, Erdoğan ve devletin bu gerçekleri görmesine rağmen, kendi bireysel ve iktidarsal çıkarlarını öne çıkarıyorlar. Bu nedenle de, halkın lideri olarak gördüğü sayın Öcalan’a karşı söylemlerinde tutarlı, dürüst ve ilkeli olunmalıdır. Müzakereler sonucu ortaya çıkan ve bütün halkların lehine olan 10 maddenin hayata geçirilip, bu coğrafyayı halklar açısında yaşanılır bir hale getirilmelidir.”

‘ÖCALAN ÖZGÜRLEŞİNCEYE KADAR NÖBETTE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Bin gününü geride bırakan ve önümüzdeki aylarda üçüncü yılını geride bırakacak olan Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’nin ‘ilk günkü heyecanla’ devam ettiğinin altını çizen Munzur Emekçi, son olarak şöyle dedi: “bizler Tertip Komitesi olarak, sayın Öcalan özgürleşinceye kadar, halkımızın da vereceği destek ve güçle burada nöbette olmaya devam edeceğiz.”

KARTAL: KÜRDİSTAN HALKLARININ VE ÖCALAN’IN DOSTLARININ SESİ OLUNDU

Kürt halkının mücadele tarihindeki en uzun soluklu ve aralıksız eylem olan Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’ne ilişkin ANF’ye konuşan Kongra-Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal da, eylemin önemine dikkat çekti.

Öcalan’ın özgürlüğünün dünya kamuoyunun gündemine daha fazla yerleştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Kartal, şu sözleri sarfetti: “Her şeyden önce 1000 gün boyunca Önder Apo’nun özgürlüğü için nöbet tutan bütün yurtseverlerimizi saygı ile selamlıyoruz. Gerçekten Kürdistan özgürlük mücadelesinin tarihine geçen bir sahiplenme, bir direniş, eylem türüdür. Bin gün boyunca Önder Apo’nun özgürlüğü için Avrupa Konseyi’nin önünde Kürdistan halklarının ve Abdullah Öcalan’ın dostlarının sesi olundu.

Onları temsilen Öcalan’ın, Önderliğimizin özgürlüğüğünü talep ettiler. Gelen geçen, o alandaki bütün insanlara ulaşmaya, onlarla ilgili bilgilendirmeler yaptılar. Bu değerli çalışmalarından dolayı Kongra-Gel adına bu süreçte emeği geçen bütün yurtseverlerimizi saygı ile selamlıyoruz.

NÖBET EYLEMİ ÇOK DAHA SES GETİRECEK BİR SÜRECE GİRİYOR

Muhakkak bu büyük mücadelenin Önder Apo’nun özgürleşmesi sürecinde çok etkili sonuçları olacağına inanıyorum. 1000 günde nöbeti devralan arkaşdaşlarımız ve bugünden sonra da sürdürecek olan arkadaşlarımız olacak. Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlayıncaya kadar Kürdistan halkları, Öcalan’ın dostları olarak birçok insan bu eylemselliği sürdürecek. Bu temelde bütün halkımıza, kamuoyumuza mesajımız: “Bu 2015 Newrozu’nu Önder Apo’nun özgürlük Newrozu olarak karşıladık. Bütün alanlarda bu temelde sesimizi yükselttik. Dünya kamuoyuna önderliğimizin özgürlüğünü istediğimizi belirttik. 2015 yılındaki bütün çalışmalarımızda da bu mesajımızı sürdüreceğiz.

Daimi nöbet eyleminin bu çerçevede çok daha anlamlı, çok daha ses getirecek bir sürece girdiğini belirtmek istiyorum. Bu temelde önümüzdeki süreçte halkımızın Strasbourg’daki nöbet eylemine daha fazla destek vermesi, yaşadığımız bütün alanlarda dört parça Kürdistan ve dünya coğrafyasına yayılan bütün alanlarda Önder Apo’nun özgürlüğü için sesimizi yükseltmeliyiz. Bunun için özgün planlama, eylemsellik içinde olmalıyız. Dünya kamuoyunun gündemine Önder Apo’nun özgürlüğünü yerleştirmeli ve bunu sağlamalıyız.”